Hipertansiyon yani yüksek tansiyon, toplumun yaşlı kesiminde daha çok görülen, ancak son yıllarda-özellikle pandemiden sonra genç yaşlarda da artış gösteren, kan basıncının yüksek olması olarak değerlendirilen tıbbi bir durumdur. Hipertansiyon, kalbin fazla miktarda kan pompalaması ve bu pompalanan kanın damar duvarına yaptığı basınç olarak tanımlanmaktadır. Hipertansiyonda 2 durum sözkonusudur :
1) Kalp güçlü bir şekilde kasılmakta ve fazla miktarda kanı damarlara ve vucuda pompalamaktadır. Dolayısıyla damara uygulanan basınç fazladır.
2) Damar duvarı daralmıştır.(ki bu durum birçok sebebe bağlı olarak gelişir-yüksek kollesterol, damar sertliği, sigara ve alkol kullanımı, stres, yanlış beslenme,obezite,vs.) Bu durumda da damar duvarına uygulanan basınç yüksek olmaktadır.
Her iki durumda da damar duvarına uygulanan basınç fazla olmakta ve kalbin kasılması sırasında uygulanan basınç Sistolik Kan Basıncı, kalbin gevşerken uyguladığı basınç da Diyastolik Kan Basıncı olarak adlandırılmaktadır. Kan basıncının normal değerleri, Sistolik Kan Basıncı için 120 (12) ; Diyastolik kan basıncı için ise 80 (8) olarak yani 120/80 - (12/8) olarak kabul edilmektedir.Bu değerlerin üstünde olması yüksek kan basıncı olarak kabul edilmekte; sınır değerler ise 140/90 (14/9) üzerine çıktığı zaman ise, artık bu kişide Hipertansiyon hastalığı vardır diyebilmekteyiz.
Hipertansiyon hastalığının %90 'nda genel olarak bir sebep yoktur ancak bazı kişisel ve çevresel faktörler tarafından etkilenir ve buna Primer (Esansiyel) Hipertansiyon denmektedir. Bu tansiyon çeşidi yıllarca belirti vermez, yavaş yavaş yükselme eğiliminde olup, kişi bunun farkında olmayabilir. Sekonder Hipertansiyonda ise, altta yatan kronik bir hastalık vardır (örneğin böbrek rahatsızlığı,tümörler,bazı ilaçların kullanımı vs.) daha hızlı yükselme eğilimindedir.
Hipertansiyon hastalığı kolaylıkla tespit edilebilir bir durumdur.10 gün boyunca yapılan sabah -akşam ölçümlerde sınır değerlerinin üzerinde olması ile tanı konur ve mutlaka bir Dahiliye Uzmanına başvurup ilaç başlanması gerekmektedir. Hipertansiyon ilaçları birkaç çeşittir; ya kalbin fazla kasılmasını azaltır, ya damarları gevşetir ya da idrar söktürücü etkiye sahiptir. Bu şekilde Hipertansiyon kolaylıkla tedavi edilebilmektedir. Ancak bazen ilaçlara rağmen kontrol edilemeyen vakalar olmaktadır ve bunlar Kontrolsüz Hipertansiyon olarak adlandırılmaktadır.
Akupunktur tamamıyle yan etkisiz olup, birçok hastalığın destek tedavisinde kullanıldığı gibi, Hipertansiyonda da başarı ile kullanılmaktadır. İlaç kullansın-kullanmasın, tansiyonu yüksek olan herkes destek veya tedavi amaçlı Akupunktur yaptırabilir. Akupunkturun Hipertansiyon tedavisindeki etki ve faydalarını sıralayacak olursak :
1) Akupunktur tüm vucuttaki kasları gevşettiği gibi, damar duvarı kaslarını da gevşetmektedir. Dolayısıyla damar duvarına uygulanan basınç azalmaktadır.
2) Akupunktur, stresi ve stres hormonu olan Adrenalini önemli ölçüde azaltmakta, sakinleştirici doğal hormonların salınımını arttırmaktadır. Dolayısıyla kalbin güçlü bir şekilde kasılmasını biraz hafifleterek yine damar duvarına uygulanan basıncı bu şekilde azaltmaktadır.
3) Kilolu bir insanda kalp haliye tüm vucuda daha fazla kan pompalaması gerektiği için güçlü bir şekilde kasılır. Fazla kilolu insanlarda çoğunlıkla Hipertansiyon hastalığı eşlik eder. Akupunktur Obezite ve Zayıflama tedavisinde iştahı azaltarak diyetle beraber kilo vermeye yardımcı olur, iç organların çalışmasını düzenleyerek metabolizmayı düzenler. Dolayısıyla zaman içerisinde tansiyonun düşürülmesine katkıda bulunur.
Akupunktur ile Hipertansiyon tedavisinde haftalık veya 2 haftalık seanslarla başlanır, takipler ve şikayetler azaldıkça aylık idame seanslara geçilir ve en az 8- 10 seans uygulanmalıdır.
Sağlıklı Günler Dilerim.