"HER ŞEY ZAM* GÖRMÜŞ"
*bir şeyin fiyatına ek yapma, fiyatını artırma. Fiyatı artırılmak.
Önce bayram sonra Kırkpınar derken artık bir de sıcak günler çıkmaya başladı. Sokaklar iyice boşaldı.
Yazlığı olanlar çekilmeye, olmayanlar ise akraba eş, dost günü birlik günü kurtararak kısa bir tatil yapacaklardır. Tabii ki de bu saydıklarımız orta kesim için geçerli.
Köşe yazılarımda negatif, olumsuz mevzulara değinmeyi sevmiyorum ama diğer taraftan da baktığımızda vatandaşın gündemine, derdine, sıkıntısına değinmeden de olmaz diye düşünüyorum. Ekonomi konusunda uzman falan da değilim. Bu alanda gördüğümü, duyduğumu, bildiğimi elimden geldiğince yazıyorum.
Ekonomi ve siyaset alanında konuşmaktan, yazmaktan keyif almıyorum. Ancak dediğim gibi, vatandaştan kopamayız. Bundan dolayıdır ki ekonomi ile ilgili yazılarım son dönemlerde sıklaştı. Konu bulamadığımdan değil yani. Türkiye’de yazılacak, üzerine söz söylenecek oldukça fazla konu var. Fakat halkın gündemi hayat pahalılığı.
Bir zamanlar, “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim” ya da onun türevi cümleleri sıklıkla duyardık. Cümledeki klaslığa bakın hele. Ama bu geçerliliğini yitirdi değil mi? Artık “Ucuz olsun, işim görülsün, kaliteli olmasa da olur” diyoruz. Temel gıda maddelerindeki fiyat artışı durdurulamıyor. Hatta fiyatların marketlerde saatlik değiştiğini söylesek yalan olmaz. Enflasyon adeta freni patlamış kamyon gibi…
Halkı Müslüman olan bir ülkede fırsatçılık, vicdansızlık, insafsızlık almış başını gidiyor. Bu bir gerçek. Zamları marketlerin tamamen kendi ‘kafasına göre’ yaptığına inanmak çok da doğru değil. Şimdi öyle bir dönemdeyiz ki, kimse kimseyi suçlayamıyor, “Bu niye bu kadar pahalı” diye soramıyor. Sebep? Maliyet. Fiyatlar neden fahiş? Herkes ‘girdi maliyetlerinin yüksekliği’ konusunu dile getiriyor. Gerçekten de girdi maliyetleri çok yüksek…
Peki, bu ekonomideki sıkıntıları her dönemde yaşamaya mecbur muyuz? Daha ne kadar bu sıkıntıları yaşayacağız? Bu bizim kaderimiz mi? Şimdilerde sıkıntılar daha görünürde olduğu için bu kadar konuşuluyor ama ekonomideki sıkıntılarımız daha dün başlamış bir şey değil. Ben bildim bileli ekonomide sıkıntı, problem hep var.
Önce iyileştirme yapıldı sonra bir bakıldı, peş peşe gelen zamlar devam ediyor. Gece çıkan kararname ile akaryakıtın litre fiyatına 5 TL Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) vb. İnsanlar 10 gün arabalarını çıkartmayacak, yâda biz zaten hep 100 liralık alıyoruz diyecek.. Sonra yine bu zamlara ve olan her şeye alışmaya hiçbir şey olmamışçasına devam edeceğiz. Ekmek, köfte, ciğer, akaryakıt derken simit ve çorbaya da zam geldi. Sabahları simit çay 25 TL, çorba 50- 60 lira… artık gidecek gidecek …
Allah yardımcımız olsun. Esenlikler…