Dün Edirne merkezde sis her yeri kaplayarak sürücülere zor anlar yaşatsa da,kentin tarihi dokusuna ayrı bir güzellik kattı.
Mimar Sinan’ın Ustalık eseri Selimiye Camini saran sis arasından çıkan ihtişamlı görüntüsü bir başka güzeldi.
Meriç köprüsünden nehrin üstünü kaplayan sis ise,resmen bulutların üzerinde yüzen bir köprü havasıyla insanı büyülüyordu.
Bir açık hava müzesi olan Edirne’miz her mevsiminde ayrı güzel olması ise insanı kendine bağlıyor.
Edirne’ye ilk yerleşik olarak gelenler genelde derki, ben bu şehre nasıl alışacağım. Sonra bir bakarsınız ki…
Edirne’de uzun süre kalamam diyen herkes Edirneli olmuş.
Neden mi… Bu şehrin taşı toprağı,tarihi dokusu insanı kendine aşık ediyor.
Uzun lafın kısası,Yaz aylarından sıcağı biraz bunaltsa da Edirne yağmurlu havasında da,sisli havasında hatta karlı havasında ise kartpostal gibi ayrı bir güzel.
Kasım ayının sonuna yaklaşırken de,hala hava sıcaklıkların 20 derecelere çıkması yalancı bahara aldanmayın derim… Ama fırsat buldukça da bu güneşli havanın tadını çıkartın yoksa meşhur balkanlardan gelen kış kapıda dır benden söylemesi…