Biz gülünce güneş doğuyor sanıyorduk. Böyle belletti sırtında bebesini taşıyan nineler. Kırışmış elleri ile tutuyorlardı yedi renk gökkuşağını. Buruşmuş bedenlerinde kurutuyorlardı tüm gizli saklı günahları.
Göle maya çalan hocaların masallarını anlattı, aksakallı dedeler. Kendi aynasında gördükleri düşlerin ardına saklanarak. Ya tutarsalarla batırdık aşk teknelerini.
Yosunlu göllerin kenarında.Böyle belletti tüm Leyla ile Mecnun, Aslı ile Kerem hikayeleri.Hep suçlu kadındı, her günahın sebebi .Her adamın dilinde bir melek.Kalbinde şeytanın ortağı.Ne yaman bir çelişkiydi aşk diye nitelendirdikleri.Elma mı afrodizyaktı, Havva'nın sesi mi?
İnsanoğlu yaşayınca bozuyordu tüm ezberleri .Oysa "oku" diye başlamıştı dört büyük kitaptan biri.Hiçbirinde aşk eşittir cennet yazmıyordu .Biz susunca akşam oluyor sanıyorduk ya oysa akşam olunca susuyormuş leyla saçlı gece melekleri.