Sevgili okuyucularım…
Daha önce bir çok köşe yazılarımda Edirne’nin ilçelerinde bulunan köylerden ve yaşamından bahsetmiştim. Yazdığımda boşuna yazmıyorduk. İstanbul civar şehirlerden tek tuk arsa alan vatandaşlar oluyordu. Hafta sonu keyfi yapmak için bile köyüne gelen oluyordu.
Bu deprem felaketi sonrasında yüksek binalarda yaşamaya korkanlar ve deprem bölgesi ilan edilen şehirlerden taşınmak isteyenlerin sayısı artmaya başlamış. Edirne dışından gelen resmi emlakçı olanlarda vatandaşlara yer aradığını duyuyoruz. Çünkü tek katlı ve yaşama oranın en yüksek olduğu yerlerin başında köyler geliyor.
Yeni nesil gençler var ya köyde yaşamak istemeyince ne varsa satıyor. Hayatlarının yanlışlarının yapıldığını bu depremde gördüler. Ancak artık çok geç. Daha önce köyünde yerin var ama şimdi yok. Köyü beğenmeyeler de şimdiyse şehirden kaçma peşine düşüyor. Bunun iyi bilinmesi gerekir. Köy yaşamı her zaman çok güzeldir. Sadece yaşamasını bileceksin. Hızlı tren projesi tamamlandığı zamanda Edirne’nin nüfusu da bir o kadar katlanmış olacak.
Bu aralar Lalapaşa, Süloğlu ve Edirne merkez köylerine akın var.Bu bölgelerden vatandaşların konut ve arsa almak için yer arayışlarında olduğunu biliyoruz. Özellikle daha önce köşe yazılarımda belirttiğim gibi köylerin doğası çok farklı olduğunu ve buralara özel destek ve yatırımlar verilmesi gerektiğinden bahsetmiş olmalıyım. Bu saatten sonra ister istemez bütün destekler gelecek. Herkes kendi canını kurtarma derdine girecek.