Yüzyıllardan bu yana Anadolu'da yaşayan Romanlar (Çingeneler) tüm dünyada olduğu gibi Edirne’de de çok zorlu bir hayat ve/veya ikamet savaşı vermektedir.
Renkli bir kültüre sahip olan Romanlar hayat felsefelerini barındırma, gelecek kaygısını fazla taşımadan kültürlerine sahip çıkmaya çalışmaktalar. Günlük bulunan ve günlük yaşamanın artık eksik bir yanı olduğu yargısının oluşması ile daha farklı bir durum ortaya konulmuştur .
Makro düşünüldüğünde toplumlar içinde en uyumlu halk olarak, mikro bazda düşünüldüğünde ise baskın kültür tarafından bir sorun, uyumsuz ve marjinal topluluk olarak adlandırılmaktadırlar. Romanların yaşam felsefelerini doğru bir şekilde bilmek ve anlamak onların sosyal yapısını ortaya çıkarmak için faydalı olacaktır. Yaşam, çünkü sosyal yapı içinde yer alan kültürü de etkiliyor.
Yerel veya merkezi idarelerin götürdüğü eğitim, sağlık, ulaşım, vb. icraatların çingeneler tarafından tam olarak benimsenmemesi veya öneminin kavranamaması idarecilerin sadece tek taraflı bir bakış açısıyla planlama yapmalarından kaynaklanmaktadır. Kültürü, kimyasal parametrelerin bilimsel olarak ortaya konulmasıyla meydana çıkan sonuçlarda çingeneler için yaşam sadece hayatta kalma mücadelesinin eşiğine geliyor. Bir ailenin sosyal faydalarından oluşan en önemli faktörler sosyo-ekonomik yapı ve sosyo-kültürel yapıdır. Dezavantajlı olan bu kardeşlerimizi topluma kazandırmak eğitim ve öğretimde belirli bir seviyeye getirmek için devletimiz belediyelerimiz ,stk lar eylem planları hazırlıkları devam ediyor.Edirne Valisi Kürşat Kırbıyık'ın bu konuda farklı bir uygulama ile mahallenin içerisine daire müdürleri ile birlikte gidip sorun ve istekleri kaynağından öğrenmeye çalıştığını görüyoruz.
Tabiiki doğru olanın da bu olması gerekir . Benim bildiğim yaklalık 6 dernek ,federasyon ve vs vs var.Ama şunu bilmek ve söylemek gerekir ben 26 yıldır bu şehirde, bu kardeşlerimizin içinde bulunduğu sorunları çok yakından takip eden birisi olarak şimdi doğru yol bulundu diyorum. Dernekler vakıflar adına her ne derseniz deyin alınan yardımların hiç bir zaman altta bulunan kişi yada kişilere verilmediğini açıkça söyleyebiliriz. Üste bulunan kişiler Avrupa Birliği yardımları olsun ,siyasi parti yardımları olsun sadece buzun su üstündeki kısmı, altta bulunan gerçek ihtiyacı olan kişilere ulaştı..Diğeri artık ben unuttum dersem yalan olmaz...
Şimdi diyeceksiniz ki neler oluyor son 1 yılda, neler yapıldı, neler yapılabilir ? Tüm dezavantajlı okullarda sabah kahvaltısı verilerek bu çocukların okullurına daha istekli gelmesi sağlandı , üniversite okuyan tüm roman öğrencilere burs verildi, "Yüzme Bilmeyen Kalmasın Projesi" ile ilkokul ve ortaokulda okuyan öğrenciler yüzme malzemesi ile birlikte havuzla tanıştırıldı, ortaokulu bitirmiş liseyi yarıda birikmiş öğrenciler MESEM kurslarına gönderilerken hem para kazandırılması hemde iş sahibi olması sağlandı , barınma sorunu için yerinde iyileştirmeler yapıldı, kadınlar için SODAM kursları açılıp sosyal hayata entegresi saglandI, dezavantajlı mahallelerde bulunan spor kulüplerine maddi destek dışında "Mahalleden Sahaya Ptojesi" ile birlikte çocuklar sporla buluşturuldu, tüm dezavantajlı ilkokullara rehber öğrentmen görevlendirilerek sorunları çözümü konusunda yardımcı olması sağlandı.
Neler yapılabilir?
Yatay mimari ile yapılacak evlerin bahçesinde hem kendileri yaşam sürebilir hem de yük hayvanları için mekan sağlanmış olur. Bence çocuk ve genç nüfustaki en önemli sorun, küçük yaşlara kadar düşen madde bağımlılığının üzerine gidilmesi. Çevrenizde gördüğünüz her türlü şüpheli durumu bize bildirmeniz çok önemli. Bu mücadeleyi topyekün vereceğiz. Madde bağımlılığından sonra rehabilitasyon süreci oldukça zor. Bizim öncelikle önleyici tedbirler geliştirmemiz gerekiyor. "Uyuma" programı ile ilgili afişleri özellikle bu mahallede bulunan kahve, bakkal ve genel görülebilir yerlere koymalı.
Merkez ve ilçelerde özellikle kenar mahallelerde fiyatı çok ucuz ve ulaşılabilir olan madde bağımlısı olan bireylerin tedavisi gerçekleşmeli.Bağımlılıktan uzaklaşmak için neler yapılabilir onları tartışmak gerekir.
Edirne Belediyesi, en çok roman vatandaşlara iş istihdamı sağlamış olan belediye. Başkanım Recep Gürkan'ı da tebrik etmek gerekir.Ekmek kapısı açan bir diğer kurum olan Murat Yapı fabrikası da unutulmamalı.
Yazıma bir deyiş ile son vermek istiyorum. Bir yıl sonrasını düşünüyorsan, tohum ek ağaç dik
Ama yüz yıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit.
Bir kez ürün verir, ekersen tohum
Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün verir,
Yüz kez olur bu ürün, halkı eğitirsen.
Balık verirsen bir kez, doyurursun halkı,
Öğretirsen balık tutmayı, hep doyar karnı.