Binlerce yıldır bir türlü bitmek, tükenmek bilmeyen savaşlar. Önceleri kadın ve para için çıkan savaşlar günümüzde sınırsız hükmetme gücüne ve var olan herşeye sahip olma ihtirasından çıkmakta, çıkarılmaktadır.
İnsanlar birbirlerini öldürüyor, acımasızca, insani duygulardan arındırılmışçasına işkence ediyor. Güçlü olduğuna inanan, her şeye sahip olmayı kendinde hak gören devletler kimi zaman sudan sebeplerle zayıf olan milletleri kıyımdan geçirdi ve geçirmeye de devam ediyor.
Son dönemlerde çevremizde Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de,hatta Doğu Türkistan’da sistematik bir şekilde şiddetler, baskılar uygulanıyor. Bombalar patlıyor. Yetmiyor, bitmiyor bir türlü…
2014 yılında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı dahilinde yaşanan anlaşmazlıklar sonrası 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya devlet başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'da "özel bir askerî operasyon" ilan etmesiyle başladı. Yaklaşık 38 bin kişi öldü. Dört bir yanımızda savaşlar sürerken, bu savaşları kazananın kim olduğunu düşünmek lazım. Savaşın kazananı var mı? Bence yok. Kazananı sadece silah satanlar.Yaşanan savaşlar, dökülen kanlar yetmiyormuş gibi adeta bir film şeridi gibi ama gerçek ..
Düşünüyorum; hangi savaşın haklı gerekçesi var ki? Ayrıca, uluslararası anlaşmalar imzalanıyor, ‘güvenlik konseyleri’ toplanıyor, ‘savaşa karşı’ olan yapılar oluşturuluyor ama sonuç? Ölümler, işkenceler, kayıplar artarak devam ediyor. Bu uluslararası anlaşmaların hükümleri neden geçerliliğini sürdüremiyor? Temel hak ve özgürlükler, yaşam hakkı elinden alınıyor insanların. Her şey bir kalemde silinip atılıyor. Bundan dolayı savaş insanlık suçudur. Ama çoğu insan, yangın kendi evine düşmediği sürece yanmıyor. Olumsuzluklar başına gelmeden olumsuzluğun farkına varmıyor. Fakat varmalı.
Savaşlar her yönü ile dünya üzerinde yaşayan herkesi bir şekilde etkiler. Savaş hepimizin kapısına uğramasına rağmen şu an için yeterli, caydırıcı bir tepki, karar var mı? Yok. Savaşa karşı daha yüksek sesle,sadece “Savaşa hayır” denilmelidir.
Esenlikler.