Biz gazeteciler yaz kış, gece gündüz demeden haber peşinde koşar, güzel haber yaptığımız da teşekkür için aranmaz ama eleştiri yaptığımız da sabahın seherinde uykudan uyandırılırız, mesai saati diye bir zaman dilimimiz yoktur ama her şeye rağmen işimizi layıkıyla yapmaya çalışırız.
Türk Dil Kurumunda muhabir, “Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan” kişidir. Ancak detaylara inildiğinde muhabirliğin bu kadar basit olmadığını anlarsınız. Muhabir herkesin kaçarak uzaklaştığı yere koşarak ulaşmaya çalışan kişidir, gözlerdeki korkuyu acıyı resimlere taşıyandır, kısacası herkesin harcı değildir muhabirlik.
Belki bu yazdıklarım sizlere bir şehir efsanesi olarak gözükebilir ama bizler iyi ihtimalle günde 10 saat, haftada altı gün çalışan hatta haftalarca izin kullanamayan emekçileriz. Buradan size bir itirafta bulunmak isterim; yoğun çalışma temposuna rağmen tek gün izin yapabildiğimizden nasıl vakit geçireceğimizi bilemeyip genelde tüm gün evde oluruz o da ani gelişen bir olay yoksa.
Yaptığı eleştiriler yüzünden muhabir arkadaşlarımızı azarlamayın çünkü onlar bunu hak etmiyor. Muhabirliği gerçekten sevenler yapabilir. Muhabir görünümlü büyüklerimiz yani yazdıkları köşelerin haberlerin başında ürün yerleştirme yapanlar hariç, basın emekçisi muhabir arkadaşınız varsa asla plan yapamazsınız. Ya bir son dakika haberi patlar ve planınız iptal olur ya da ‘habere takılıp’ birkaç saat rötarlı gelir.
Dostlar, yaptığımız işe ve bize biraz saygınız olsun… 24 Temmuz basın bayramı ‘bayram’ olarak günlerin hayaliyle kalın sağlıcakla…