Kur farkı nedeniyle çoğunluğu alışveriş için Edirne’ye gelen Yunan ve Bulgar turistlerin son yıllarda Edirne’mize ilgisi artması esnafımızın yüzünün gülmesine neden oldu. Turistlerin kendilerini rahat hissetmeleri için Yunanca ve Bulgarca afişler asıldı, hatta esnaf Yunan ve Bulgar turistler için veresiye defterleri tutmaya başladı…
İşini adam gibi yapan esnafa sözümüz yok ama ‘Çok kazandığını sanan iflas etmiş’ esnaf, zamanla Edirne halkının yüzüne bakmaz hale geldi. Yerel halkını bile ‘kazıklayan’ satıcılar günlük zamlara başladı. Yunan ve Bulgar vatandaşlarına on takla atanlar, akşamüzeri dükkanına gelen ve fiyat soran yerel müşteriye tavla masasından kalkmaya zahmet etmeyip ‘sahibi yok’ demeye başladı…
Zaman geçtikçe artan turist sayısı gibi, Edirne halkına 30 liraya sattığı üründen para kazanan ancak Bulgaristan ve Yunanistan’ da 90 liraya satılan aynı ürünü Edirne’de Yunan ve Bulgar vatandaşlara 60 liraya satan ‘satıcıların’ sayısı da gittikçe arttı. Böyle kişilere esnaf demekten imtina ederek ‘kazıkçı’ ‘satıcı’ diyorum…
Yaşanan korona virüs süreciyle birlikte işyerlerini kapatmak zorunda kalan esnaf çok zor günler geçirmeye başladı. Gelirin sıfır ama giderin binlerce lira olduğu sürecin içerisine giren esnaf adeta can suyu bekler oldu. Alınan tedbirlerle birlikte aylar sonra işyerleri açıldı ama bu kez bel bağlanan Yunan ve Bulgar vatandaşın olmaması nedeniyle siftahsız günler yaşanmaya başladı.
Edirne halkını dükkanın önünde görünce koşarak karşılamaya başlayan esnaf, siftah yapmanın mutluluğunu yaşamaya başlamışken, bu kez de Edirne halkı esnafı kendine muhtaç bırakmaya çalışıyor. Korona virüs salgınından önce ekonominin çarklarının gayet iyi döndüğü Edirne’de 30 liralık ürün almak için sıra beklemeye razı olan Edirne halkı bugünlerde, ‘Benim alacağım ürüne bağlı hayatta kalman’ diyerek esnafa adeta şart koşmaya başladı.
Değerli Edirne esnafımız, değerli Edirne halkımız biz bize yeteriz. Ahilik geleneğini bozmadan Edirne halkımıza da gelecek turist vatandaşlara aynı kalitede hizmet verildiği takdirde göreceksiniz ki, müşterilerinizin sayısı gittikçe artacaktır. Kendi halkına burun kıvırandan esnaf olmaz olamaz. İş hayatınızda dürüst olursanız hem müşteriniz hem de bereketiniz artacak.
Evet, Bulgar-Yunan vatandaşlar hiç vakit kaybetmeden yüzlerce liralık alışveriş yaparken, yerel halkının kuruş hesabı yaptığını inkar edemeyiz ama ‘bizde daha fazla para için ayrımcılık yapıyoruz’ demeye de kimsenin dili varmaz. İçinde bulunduğumuz imtihan döneminde sınır kapılarının ne zaman açılacağı da meçhul. Şimdi kaldık kendi kendimize. Zaman esnafın halkla, halkında esnafla barışma zamanı…
Sağlıcakla kalın, hayırlı işler bol müşteriler…