17 Ağustos 1999 yılında Gölcük,İzmit, Düzce, Sakarya bölgelerinde depremini yaşamış bir nesiliz.1999 yılında yani o dönemde akıllı telefon, mesenger hariç sosyal medya uygulaması neredeyse yoktu. İnternet yeni yeni kullanılmaya başlanmıştı. Çoğu evde o dönem evde internet yoktu.
Deprem görüntülerini Televizyonlar kanallarından ve gazetelerden takip ediyordu. Onun dışında kalbimizdeki acı ile günlük hayatımızı bir şekilde sürdürüyorduk. Türkiye’nin zor şartlarıydı. Vatandaşların en kötü bir ayını geçirdi.
Şimdi ise o günleri yaşamamış yada o dönemde benim gibi yaşı küçük olduğu için hatırlamayan bir nesil var. O dönem depremzedelerin hissettiklerini ilk kez yaşayanlar var. Şuan depremden etkilenen gençlerin bir çoğu şok olmuş durumda. Şimdiyse sosyal medyanın önemine gelelim. Gerçekten sosyal medya doğru bir işin kullanılmasında büyük fayda sağladı.
Sosyal medya hayat kurtardı. Enkaz altında kalan depremzedeler sosyal medyaya yazarak konumların bulunması sağlandı. Kısa zamanda yardıma koşulması sağlandı. Hızlı bir şekilde yardıma gidilmesinde ihtiyaç listelerin sosyal medyada vatandaşların görülmesinde büyük fayda sağladı.