Hepimizin yaşamında hayatına dokunan ve değer verdiğimiz büyüklerimiz var olmuştur. Benim de yaşamıma dokunan çok değerli kişiler hayatıma girmiştir. Bunların başında Dr.Nadir Cent, Dr.Ratip Kazancıgil ve Diş hekimi Tekin Sayınbaş gelmektedir. Bu üç değerli büyüğümü tanımak ve onların sohbetlerinde bulunmak benim için çok kıymetliydi. Edirne’nin yaşayan tarihi olan bu değerler aramızdan ayrılsalar da bıraktıkları izleri ve eserleriyle, yaşam hikâyeleriyle kültür sohbetlerinde anılarıyla aramızda olmaktadır.
Yaşamımın yaklaşık son 30 yılında birlikte olduğum diş hekimi Tekin Sayınbaş, 1935 yılında Edirne’nin Sabuni Mahallesi Mehmet Ağa Sokağında “Vavlı Cami” bitişiğindeki evde devlet memuru Selahattin Bey ve ev kadını Türkan Hanımın beşinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini İstiklal İlkokulunda yapmış Edirne Lisesinden mezun olduktan sonra yükseköğrenimini de İstanbul Üniversitesi’nde tamamlayıp 24 Haziran 1958 tarihinde “Diş Hekimi” olarak mezun olmuştur. Askerlik görevinin ardından çok sevdiği doğduğu kent Edirne’ye 29 Ekim 1960 tarihinde dönmüştür. 1961-1970 yılları arasında Sosyal Sigortalar Kurumu ile anlaşmalı hekimlik, 1970-1971 yılları arasında Almanya’ya giderek mesleki çalışmalarda bulunmuş, 1974-1980 yılları arasında da kadrolu diş hekimi olarak Edirne Milli Eğitim Müdürlüğünde görev almıştır. Daha sonraki süreçlerde açmış olduğu “Özel Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Hizmetleri” ile Edirne halkına hizmet vermiştir. Ağız ve diş hekimliği hizmetini Ekim 2021 ayına kadar da aralıksız sürdürmüştür.
Sayınbaş, iyi bir aile reisi, beyefendiliği ile genç Edirnelilerin “Tekin Amcası” olmuştur. Hastalarına karşı tutumu ve iyilikseverliği muayenesini ziyaret eden kişiler tarafından bilinmektedir. Edirne’de görev yaptığım yıllar içinde haftanın en az iki günü ziyaretine gider, kendisinden Edirne ile ilgili bilgi alır, yapmayı düşündüğüm projelerimi paylaşırdım. Edirne dışında görev yaptığım dönemde ise her cumartesi muhakkak sabah 10.00-12.00 arası kendisiyle buluşur ve haftalık görüşmemizi yapardık. Gidemediğim zaman muhakkak telefon ile gelemeyeceğimi bildirirdim. Bana engin tecrübe ve bilgisiyle yol gösterirdi. 1 Ekim 1999 tarihli Hudut gazetesindeki köşesinde yazdığı “Bir Sessiz Adam” başlıklı yazısı benim için çok kıymetlidir.
Sayın Tekin Sayınbaş, Edirne’nin sağlık, kültür ve sanat dünyasına izler bırakmıştır. Sayınbaş öncelikli olarak bir diş hekimidir. Edirne’de bazı hastalarının dişlerinde mine renklenmesi dikkatini çekmiş ve konuyla ilgili araştırmalar yapmış, “İçme Sularındaki Flüor Yoğunluğu” nedeniyle özellikle çocukları etkileyen kitlesel kronik zehirlenmeler olduğunu tespit etmiştir. Sayınbaş, diş hekimliğinin yanında aynı zamanda ressamdır. Yağlı boya tabloları ile ulusal alanda birçok kişisel ve karma sergiler açmıştır. Aynı zamanda yazardır. Edirne’nin yerel gazetelerinden olan Edirne, Edirne Sesi ve Hudut gazetelerinde dönemler içinde köşe yazıları yayınlayarak Edirne’nin kültürel ve sanatsal değerlerini okurlarıyla paylaşmıştır. Dünüyle bugünüyle insanı, doğası, tarihsel mimarî dokusu, sosyo-ekonomik yaşamı, demografik gelişmeleri ve folkloruyla Edirne’ye aşinadır. Sohbetlerinde sıkça “Övünmek Gibi Olmasın Ama Edirneliyim” sözüyle Edirne Aşkını sık sık vurgulamıştır. Edirne’nin yaşam kültürünü yayımladığı “Meriç Rüzgârının Gizemi”, “Karga Sesinden Nağmeler”, “Saraçlar Caddesinde Aşina Yüzler”, “Bir Başka Edirne –Mişon Efendi’nin Mektubu-”, “Edirne’nin Renkli Ufuklarında Dolaştım Nerdesin Ruhi Ağbi” adlı eserlerini yazım dünyasına kazandırarak geleceğe izler bırakmıştır. Edirne’de mesleki ve kültür-sanat alanındaki sivil toplum kuruluşlarının kurucu üyeliğinde bulunmuştur. Edirne’de ilk kapalı yüzme havuzunun yapılması, Edirne Tıp Fakültesinin kurulması, Trakya Üniversitesinin kuruluşu ile Trakya Üniversitesi Edirne Araştırma ve Uygulama Merkezinde görevler almıştır. Kent halkıyla bütünleşmesi siyasilerin de ilgisini çekmiş değişik dönemlerde milletvekilliği tekliflerini kibarca geri çevirmiştir.
Yaşamının uzun yıllarını Edirne’nin Kaleiçi Semtinde Musevi halkıyla birlikte geçirmiştir. Kardeşlik, dostluk ilişkileri içinde yıllarını geçirdiğini bizlere aktarırdı. Özellikle son yıllarda Avrupa Birliği Projelerine konu olan “Edirne’de Yahudiler” başlıklı araştırmalara konu mankeni olmamış olayların çarpıtılmadan gerçek boyutlarıyla araştırmacılara aktarmak için çaba harcamıştır.
Edirne’nin ve ailemizin “Tekin Amcası” 17 Kasım 2021 Çarşamba sabahı vefat ederek aramızdan ayrıldı. Bu ayrılığın bende yarattığı eksikliği kelimelerle burada satırlarda anlatmam mümkün değil. Birlikte yaşadığımız güzel anılar bundan sonraki yaşamımda yer alacaktır.
Fransız yazar-düşünür J.P. Sartre “Bir insan, onu tanıyan son insan öldüğünde ölür.” demektedir. Değerli büyüğüm Sayınbaş da “Taş yerinde ağırdır. Gerçek olan kişiler, kentin yapı taşları, sessiz, vakur, isimsiz anıtlarıdır. Güzellik bakanın gözlerindedir.” demektedir. Kentimizin sessiz, vakur ve isimsiz anıtlarından birisi olan değerli Tekin Amcamızı rahmet ve minnetle anıyor. Saygıdeğer eşi Sayın Banu Hanım ile oğlu Sayın Dr.Önder Sayınbaş ve torunları Deniz ile Ege’ye başsağlığı diliyorum.
Ender BİLAR
www.enderbilar.com