Tarihi süreç içinde birçok imparatorluğa ev sahipliği yapan Edirne, Osmanlı imparatorluğuna da 92 yıl başkentlik yapmış, yüzyıllar içinde yaşadığı birçok savaş ve istilalara rağmen tarihi dokusuna dair mimari eserleri ile kültür-sanat değerlerinin birçoğunu günümüze taşımıştır. Edirne ile ilgili tarih kaynaklarını incelediğimizde de bazı mimari eserler ile kültür-sanat değerlerimizin günümüze erişmediğini üzülerek bilmekteyiz. İşte günümüze erişemeyen kültür değerlerimizden birisi de Edirne Mevlevihane’sidir.
Edirne’yi feth eden padişahın I.Murad, fakat kurucusunun da II. Murad olduğu bilinmektedir. Hafız Rakım Ertür, Dr.Rifat Osman ve Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver ile Dr.Ratip Kazancıgil’in Edirne Mevlevihanesi ile ilgili yazdıkları makalelerde konu erişilebilen kaynaklar çerçevesinde detaylı anlatılmaktadır.
Edirne Mevlevihane’sinin II. Murad tarafından kurulma rivayeti şöyle açıklanmaktadır; “İkinci Murad Mevlana’yı rüyasında görür, padişah Edirne’de bir Mevlevihane yapılmasını emreder. Bunun üzerine Muradiye Mahallesi’nde Sarayiçi’ne karşı bir tepe üzerinde gayet değerli ve sanatlı Muradiye Camii’nin sol tarafında büyük bir imaretle Mevlevi tekkesini ve Semahaneyi yaptırır. Bu esnada Hazret-i Mevlâna sülâlesinden beşinci evlâdı Celâleddin ve altıncısı Cemaaleddin Çelebileri Edirne’ye getirtip Muradiye’de yaptırdığı dergâha yerleştirir ve daima onlara iltifat göstererek onların gönüllerini kazanır. Kurulan bu Mevlevihane’de isimleri bilinen 18’den fazla şeyh görev alır. Bu değerli şeyhlerin sayesinde Edirne Mevlevihane’si bölgeye beş asır çok değerli hizmetlerde bulunur. Rumeli’de Filibe Belgrad, Budapeşte, Selanik, Belgrad, Bosnasaray, Gümülcine, Gelibolu, İlbesan, İpek, Niş, Serez, Üsküp, Vodina, Yenişehir, Fener’de mevcut Mevlevi dergâhları arasında şüphesiz ki en mühim ve büyük olarak Konya ve İstanbul’dan sonra Edirne üçüncü gelmektedir. (Ünver, 1962;S.37-44)
Eski tarihlerde Edirne Mevlevihane’sinde neyzenbaşı Edirneli Nizamettin Dede ve ondan sonra Muradiye Camii kayyumlarından Hacı Ethem Dede olmuştur. Hacı Ethem Dede çekildikten sonra şeyhin ikinci oğlu Hüsameddin Bey ve Hüsamettin Bey’in eniştesi Dağdevirenzade Kadri Beyler bu görevi yürütmüşlerdir. Hafız Rakım Ertür de bir yandan dede ve babasından kendisine ulaşan bir dini kültür kuşağının, öbür yandan da ilk hanımı (Talia hanım) dolayısıyla Edirne Mevlevi şeyhleri soyuna yakınlığı bakımından Mevlevi kültürünün renkli zenginliği içinde yetişmiştir. Kendisi Eski Cami’de imam ve hatip, Muradiye Mevlevihanesinde de mutrib takımı arasında neyzen’dir.
Edirne Mevlevihane’sinin en önemli özelliği, Mevlevi musikisi tarihinde 132 ayinhanla mukabele yapıldığı ve bu suretle semahanenin ortaya çıkmasıdır. Döneminde Türkiye’de bulunan Mevlevi dergâhlarının hiçbirisinde Edirne Mevlevihanesindeki gibi usül dairesinde 132 okuyucu ile mukabele yapmak görülmemiş ve işitilmemiştir. Mevlevihane’nin zengin bir kütüphanesinin de olduğu belirtilmektedir.
Döneminde Türkiye’deki dergâhlar içinde en önemlileri arasında yer alan Edirne Mevlevihanesi, 1925 yılında hususi muhasebeye devrolunur ve ilkokul olarak hizmet vermeye başlar. Trakya Umumi Müfettişi General Kazım Dirik tarafından bu bina yıktırılarak ortadan kaldırılmıştır.
Günümüzde Muradiye Camii ayakta olup kentimize gelen turistlerin ziyaret ettiği önemli merkezlerden biridir. Aslına uygun olarak Edirne Mevlevihane’sinin tekrar ayağa kaldırılması Edirne’nin tarihi ve kültürel zenginliğine ayrı bir değer katacağı muhakkaktır. Aslında bu bölgenin kentleşme projesiyle Sarayiçi Edirne Sarayı ile Bayezid Külliyesi ve Balkan Tarih Müzesiyle koruma altına alınan tabyalar ile Balon Binası, Edirne Asker Hastanesi Şehitliği, Sırpsındığı anıtı ile bütünleştirilmesi kentin tarihinin ortaya çıkarılması açısından önem göstermektedir. Bu proje hayata geçirildiğinde Edirne halkı ve hafta sonları Edirne’ye gelen turistler Karaağaç bölgesinde sıkışıp kalmayacaktır.
Geçen yıllar içinde bu tarihi mekânın canlandırılması hiç düşünülmemiştir. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Edirne Devlet Türk Müziği ve Rumeli Müzikleri Topluluğunca Muradiye Cami avlusunda “Aşk’a Semâ” adlı bir konserin 17 Temmuz 2021 tarihinde düzenlenmesi bu tarihi mekânı canlandırmıştır. Güzel Sanatlar Genel Müdürü Ömer Faruk Belviranlı’nın konuk sanatçı olarak katıldığı konserde, ilahiler okunmuş, Mevlevi ayini ve sema gösterileri yapılarak tarihi mekân yüzyıllar önceki ruhuna dönmüştür. Kentimizin bu tarihi ve kültür-sanat zenginliklerinin ortaya çıkartılması için siyasi, devlet ve halkı temsil eden yönetici ile sivil toplum temsilcilerinin bir masa etrafından toplanarak güç birliği yapmaları gerekmektedir. Temel sorun “Edirne Kenti”, Çözüm odağımızın da “Edirne Kenti” olması gerekmektedir.
Büyük hayalleri gerçekleştirmek hiçte zor değildir. Umarım bu hayalim bir gün gerçekleşir. Ünlü yazar, şair ve eleştirmen George William Russell, “Büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır” demiştir.
www.enderbilar.com