Öldürüyor beni bu ikindi vakitleri.
Yar'in diliyle tatlanan, acı kahvenin telvesi gibiyim.Sözler uçup gidiyor aklımdan,
rüzgara kapılıp birer birer.Öldürüyor beni bu ılık akşamüstleri.
Çay'a hasret bisküvi gibi.Aklımla kalbim mağlubiyetsiz bir savaşta
Kocaman göl'e kafa tutan minik bir balık gibiyim.
Hay Allah !
Durgun gölde ki sessiz sazlıktan farkım yok.Kesiyorlar yarımı, üflüyor kendini bilmezler
Oysa bir nefes vermek derinden,her babayiğidin harcı değil.Öldürüyor beni yüreğimin içindekilerin vefasızlığı.Artık hiç bir şeye şaşırmayacak kadar piştim.Durgun gölde ki sazlık gibiyim.'Ney' olup, fısıldıyorum içinizdekileri.
Sabr Ya Sabr
Gönlümün imtihan edilmesinden sana sığınıyorum Allah’ım.Zira en zayıf olduğum yer orası.
Gönül köşkümü harabeye döndüren şeyleri görüyor ve duyuyorum.Yıkıntının altında nefessiz kaldığımda dahi , birinin can verdiği anda aklına düşmemem için dilime sükut nasip eyle.Zira yufka yüreğim bunu kaldıracak güçte değil.Dilleriyle balta vuranların hesabını senin eşsiz mizanına bırakıyorum.Zira kara kazanın altındaki kara karıncayı dahi görensin.
Vicdan!
İnsana yakışan en güzel elbisedir.Gönül gözümü anadan üryan gezenlerden haya ederim.
Tevekkülüm sanadır. Sabır ya sabır......