Her toplumsal dönüşüm yeniliğin yeşerdiği değişimin köklerini oluşturmuştur. Tarım toplumu toprağı, endüstriyel dönem makineyi, postendüstiyel dönem de iletişim-bilişim alanında gelişimi dolayısıyla bilgisayarlaşmayı ve genel tanımıyla “Bilgiyi” ayrıcalıklı bir konuma getirmiştir.
Günümüz çağında insanlarımız, bilgi toplumu, bilgi ekonomisi, bilgi yönetimi, bilgi işçisi gibi kavramları sıkça kullanmaya başlamıştır. Bu süreç eğitimli, bilgili insan profilini öne çıkarmıştır. İlkçağda Platon ve Socrates“her şey akla dayanmak zorundadır” öngörüsünü sunarken, Aristo ise “bilginin beş duyuyla alınabileceğini” ileri sürmüştür.
Günümüzde bilgi, eğitim, tecrübe, kültürel, sosyal ve teknolojik kanallar ile öğrenilen, iletilen ve paylaşılan bir değerdir. İşte bu değere sahip bireyler, toplumlar ve bu toplumları yöneten liderler ilekent yöneticileri farkındalıklarını yaratabilmektedir. Bilgi ile güçlenen bireyler, arkadaş grupları ve temsil ettikleri toplum içinde aranan, itibar kazananlar olarak yerel, ulusal ve uluslararası alanda saygın kişi olabilmektedir. En önemlisi bilgiyle eğittiği aklını kullanarak, kendisini yönetmeyi, seçmeyi, eğitmeyi, öğretmeyi başarabilmektedir. Bu kişiler başarıya; kuracağı çalışma ekibiyle birlikte araştırıp sorgulayarak üretecekleri projeleri, plan ve program çerçevesinde uygulayarak erişebileceklerini bilirler. İşte böyle bireylerin oluşturduğu toplum, “Bilgi Toplumu”nu oluşturur. Bilgi Toplumunun oluşturduğu toplumun yetiştirdiği yöneticiler de üreteceği projeler ile birimini, kurumunu, kentini, dolayısıyla ülkesinin ekonomik gücünü artırır.
Toplumsal değişimlerin getirdiği süreçler sonucunda küreselleşme, ülkeler arası işbirliğini de öne çıkarmıştır. Avrupa Birliğinin kurulması ve bu ülkeler arası ortak projelerin üretilmesi noktasında yeni antlaşmaların gerçekleşmesini sağlamıştır. Bunlardan birisi de, Avrupa Birliği (AB) Programlarıdır. AB politikalarının önemli uygulama araçlarından birisi olan bu programlar ile üye devletlerarasında işbirliğini teşvik ederek, eğitim, gençlik, bilim ve araştırma gibi önemli politika alanlarında hibe desteği alınabilmektedir. Ülkemizde, 26 Şubat 2002 tarihinden itibaren bu projelerden yararlanabilmektedir.Bu bağlamda ülkemizde kurulan Kalkınma Ajansları, 25 Ocak 2006’da 5449 no’lu “Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun” ile kurulmuştur. Bu kanun kapsamında, Tekirdağ ili merkez olmak üzere TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ) Trakya Bölgesi Kalkınma Ajansı da kurulmuştur.Bu ajans damisyonunu, “Yerel potansiyeli harekete geçirerek Trakya Bölgesi’ni dünya ile rekabet eden bir cazibe merkezi haline getirmek.” olarak belirlemiştir. Bu bağlamda, esnaf ve işletmelerin de devlet desteğiyle yurt dışına açılmalarına destek olmak amacıyla 2009 yılında KOSGEB faaliyetlerine başlamıştır. Bu gelişmekte olan ülke ekonomi ve sanayisinin dışa açılımı için çok önemli bir süreçtir. Akademik kurumlar içinde TUBİTAK gibi kuruluşlar akademisyenlerin ürettiği proje ve patentlere maddi destek sağlayabilmektedir.
Yukarıdaki paragrafta açıklamaya çalıştığım gibi artık bireyler, kent yönetimleri, akademisyenler ile üniversiteler ve diğer sivil toplum kuruluşları, kentlerinin ve ülkelerin kültürel ve ekonomik gelişmelerini sağlayabilmek için ulusal ve uluslararası alanda kurulmuş kurum ve kuruluşlar aracılığıyla ürettikleri projeler için maddi destek alabilmektedir. Ama! Ne karşılığında? Eğitilmiş, bilgili insanlardan oluşan çalışma ekibiyle üretilen yeni projelerin sunulmasıyla! Peki biz hem kent olarak hem de ülke olarak bu projelerden ne kadar yararlanabiliyoruz? Bunu gerçekleştirebilen yönetici sayısı kaçtır? Eğitilmiş, bilgiyle donatılmış, vizyon sahibi bireylerin çoğalması ve bu kişilerin kurum ve kuruluşlarda yer alması, bu tür projelerin üretilmesini çoğaltacaktır. Dolayısıyla kentimizin ve ülkemizin gelişimine katkı sağlayacaktır.
Geçen hafta tüm dünya Elon Musk'un girişimleriyle kurulan SpaceX, FalconHeavy uzay aracının Mars’a gönderilmesini konuştu. Bu uzay aracının içindeTesla'ya ait bir elektrikli otomobil’in Mars'a doğru yolculuğu bazı haber bültenlerinde yer aldı. Projenin amacı uzaya, Mars’a kargo taşımacılığının gerçekleştirilebilmesi. Diğer konuşulan konu ise Çin'de üretilen Ehang 184 isimli insansız hava aracı. Yakın gelecekte artık insansız hava araçları ile uçuş yaparak yolculuğumuzu yapabileceğiz. Dünya bu konulara kafa yoruyor, projeler üretiyor. Ürettikleri projeler ile kentlerinin ve ülkelerinin zenginliğine katkı sağlıyor. Peki biz?
Aslında Edirne Halkı, kentin kamu kurum ve kuruluş yöneticileri ile sivil toplum kuruluşları çok şanslı. Çünkü tarihi ve kültürel zenginliği ile açık hava müzesi konumunda olan bir kentte yaşıyoruz. Osmanlı döneminde ilk şehir tarihi yazılan kent olan Edirne’nin adını Osmanlı tarihinden çıkarırsanız, Osmanlı tarihini yazamazsınız.Böylesi tarihi, kültürel, coğrafi, siyasi ve sağlık alanında gelişimleri olan kent ile ilgili 1982 yılında kurulan Trakya Üniversitesi tarafından Edirne konulu 362 tez çalışma konusu olmuş ve üretilip kültür dünyamıza kazandırılmıştır. Bu yeterli midir?
Edirne’den dönemin Maliye Bakanı hemşehrimiz rahmetli Kemal Unakıtan’ı ziyarete giden heyet, kentimize yatırım isteyince, sayın bakan bana proje ile gelin demişti. Ne kadar haklıydı. Gönder parayı biz işimizi biliriz dönemi bitmişti. Esnaf ve iş adamları sektörlerini geliştirmek için yeni projeler üreterek dünya firmalarıylarekabetedebilmedir. Yapılan güzel çalışmalar yok mudur? Elbette vardır. Ama bunlar parmakla sayabilecek kadar azdır. Edirne bu güne kadar çok ihmal edilmiştir. Teşvik ve yatırım programlarında yer alamamıştır.
Dini, tarihi ve kültürel turizm zenginliğine sahip, şehrini üç nehir ile buluşturan kaç şehir vardır.Aslında bu kent için projeler geliştirmek, bu kentte yaşayan hepimizin görevidir.Ekmekçizade Kervansarayı, Edirne Kent Müzesi, böylesi projeler ile desteklenerek başarılmadı mı?17 Şubat 2018 Pazar günü Saraçlar Caddesinde gerçekleşecek “KUKERFEST” gösterisi T.C. Edirne Belediyesi’nin son dönemde yürüttüğü 3 AB projesinden birisidir. Bu etkinlik Edirne Belediyesi ile Bulgaristan Yambol Belediyesinin ortak yürüttüğü “Yambol ve Edirne-Tunca’nın İki Şehri” AB Interreg IPA Sınır Ötesi İşbirliği Projesi kapsamında gerçekleşecektir. Bu proje ile halkımız Antik çağlarda Trakların Dionysus tanrısı şenliklerine kadar uzanan “Kuker Oyunları Geleneği” ile buluşacaktır. Bu proje kapsamında da, Edirne’nin Hıdrellez ve Kakava Şenlikleri’nde Bulgaristan Yambol da sergilenecektir. Toplam bütçesi 504 bin Euro olan “Yambol ve Edirne-Tunca’nın iki şehri” isimli proje kapsamında Edirne Belediyesi’ne ait tarihi binanın restorasyonunun da gerçekleştirilip turizme kazandırılacak olması önemlidir.
Kentimiz ve ülkemiziçin çalışıp üretirsek geleceğe ışık oluruz. Ürettiklerimiz geleceğe izler bırakacak, bizleri ölümsüzleştirecektir. Başaranlarıalkışlayalım, Ödüllendirelim!
Başarmak için çalışmaya ve üretmeye devam...
Kaleminize sağlık ilimizde yapılacak projelerin artması ilimizin kültürel zenginliğine zenginlik katacağını düşünüyorumrn Bu konuda yapı***ların yeterli olmadığı konusunda sizin gibi düşünüyorumrn Kurum ve kuruluşlarımızın bu konudaki çalışmalarını takdirle karşılıyor proje çalışmaları yaparak itmek sarfeden tüm katılımcıları kutluyorum rn Saygı ve selâmlarımlarn rn rn Emekli Teknik Öğretmenrn Remzi Çınarkök