1969 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde ARPA NET olarak üretilen proje neticesinde uygulamaya geçen internet, Türkiye'de bundan 25 yıl önce, 12 Nisan günü ilk internet bağlantısı ile gerçekleşmiştir. 1991 yılında, ODTÜ ve TÜBİTAK tarafından, internet teknolojilerini kullanan yeni bir ağın tesis edilmesi amacı ile bir proje başlatılmıştı. Projenin gerçekleştirilmesi ile Ülkemiz, ABD - Ulusal Bilim Vakfı (NSF) ağına (TCP/IP protokolü üzerinden) ilk kez 1993 yılında internete bağlandı. Türkiye'de üniversitelerin başını çektiği internet, ODTÜ'nün ardından 1994-96 yılları arasında Bilkent, Boğaziçi, Ege ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde de hayata geçti. İnternetin Türkiye’de ticari kuruluşlarda kullanılması süreci, 1994 yılında T.C. Merkez Bankası ile başlamış, ancak diğer kuruluşlar ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması 1996 yılı sonunu bulmuştu. (www.internet.org.tr; 2018)
21. yüzyılın getirmiş olduğu “Bilgi Toplumu” insanların yaşamını etkilemiş, bilişim-iletişim teknolojilerindeki değişim, kurum ve kuruluşların sundukları hizmetleri, mal ve üretim modellerini değiştirmiştir. İnternetin getirmiş olduğu kazanımlar, sunulan hizmetleri dijital ortama taşınmasına vesile olmuştur. İnternet aracılığı ile artık üretilen bilgiler, dünyanın bir ucundan diğer ucuna sınır tanımadan taşınabilmekte ve paylaşılabilmektedir. Bu teknoloji ile artık kamu kuruluşları, şirketler ve bireyler uygulama ve veri toplama merkezlerini kurabilmekte, ürettiklerini kullanıcıları ile interaktif ortamdan hızla paylaşabilmektedir. Özel sektör temsilcileri kurdukları sistemler ile ürünlerini elektronik ortamdan pazarlayıp satabilmektedir. Eğitimden, sağlığa, finans, pazarlama vb. olmak üzere tüm alanlardan internet teknolojisi, insanlığın yaşamına hizmet eder olmuştur.
We Are Social ve Hootsuite tarafından yayınlanan “Digital in 2017 Global Overview” raporu internet, mobil ve sosyal medya kullanıcı istatistikleri konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Dünya’da 2017 yılı sonu itibariyle yapılan araştırmalar şunu göstermektedir. Dünya nüfusunun % 50’si internet kullanıcısı olup, % 37’si aktif sosyal medya kullanıcısıdır. Mobil telefon kullanan sayısı nüfusun % 108’dir. Mobil telefondan sosyal medya kullanıcısı sayısı ise % 34’dir. En önemlisi ise 2000 ile 2018 yılı itibariyle dünyadaki internet kullanıcı sayısının 1.052 % oranında artmış olmasıdır.
Türkiye’deki durumu ise veriler şöyle açıklamaktadır. 2017 yılı sonu itibariyle, nüfusumuzun % 60’ı internet ve aktif sosyal medya kullanıcısıdır. Buna karşılık nüfusumuzun % 89 mobil telefon hattına sahiptir. Aktif mobil sosyal medya kullanıcısı da % 52 oranındadır. Deloitte’un raporuna göre; Türkiye’deki mobil kullanıcıların günde ortalama 78 kez, yani her 13 dakikada bir cep telefonu ekranına bakmaktan kendini alamadığını belirtmektedir. Yine kullanıcılar üzerinde yapılan araştırmalarda, Türkiye’deki kullanıcıların %66’sı telefonlarını gereğinden daha fazla kullandıklarını kabul ediyor ve bu kesimin %50’si mobil telefon kullanım sürelerini sınırlamaya çalıştığını ifade etmektedir.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; Dünya nüfusunun üçte ikisi en az bir cep telefonu kullanıyor. Dünyanın yarısından fazlası artık en az 1 akıllı telefon kullanıyor. Dünya genelinde WEB trafiğinin yarısından fazlası artık cep telefonundan geliyor. 2017 yılının internet kullanımında önemli bir kilometre taşı oluşturacağını gösteren bu bulgular, mobil kullanımın hızlı artışını da bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye’de yıllık akıllı telefon satış sayısının 12 milyon civarında olduğunu söylersek şaşırırsınız değil mi?
İstatistiki tablolar da görüleceği gibi bilgi teknolojilerindeki hızlı değişim adeta baş döndürücü durumdadır. Artık 2-4 yaş gruplarındaki çocukların elinde olan akıllı telefonların kullanımına yönelik bilinçli bir toplum yaratma için bir çalışma var mıdır? Dijital okur-yazar eğitim durumumuz nedir? Avrupa’nın da, en önem verdiği konuların başında bunlar gelmektedir. Topluma bilinçli internet kullanımı için çeşitli eğitim projeleri üretilmektedir. Bugün internet ortamında milyarlarca bilgi dolaşmaktadır. Bilgi kirliliği internet kullanıcılarının en önemli sorunudur. Örtük bilgi en güvenilir bilgi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konular ile ilgili toplumun her yaştaki kullanıcıların eğitilmesi, bilgilendirilmesi gerekmektedir. İnternetin Türkiye’deki 25 yıllık serüveni çok hızlı gelişmiş ve büyümüştür. Bu büyümeye karşılık gerekli tedbirler alındığı söylenememektedir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Teknopark da 5G deneme çalışmalarının başlaması sevindiricidir. Artık teknolojik alanlardaki değişimlerin hızına erişmek mümkün olmamaktadır. 2021 yılından itibaren hayatımıza sensörler girecektir. Kullandığımız ev eşyasından tutunda çalıştığımız iş yerinde, oturduğumuz bina da bu teknoloji yer alacaktır. Yaşamımızın gizliliği hackerlerin becerisi veya hoşgörüsüne kalmış durumdadır.
Edirne İl Halk Kütüphanesinde görev yaptığım 1995 yılında Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Başkanlığı olarak satın aldığımız bilgisayarı internete bağlayarak Türkiye’de ilk internete bağlanan Halk Kütüphanesi olma başarısını göstermiştik. Türkiye’de WEB sayfasını da kuran ilk üç Halk Kütüphanesinden biriydik. Bunlar Bartın-Ulus Halk Kütüphanesi, Yenimahalle Halk Kütüphanesi ve Edirne Halk Kütüphanesi idi. Çalışma hayatımızı kendimizi yenileyerek, değişimin yine değişimle başarılabileceği bilinciyle takım arkadaşlarımızla birlikte çalışıp, üreterek mesleğimiz ve kentimiz tarihine izler bırakabilmeyi amaç edindik. Değer yaratabildiysek ne mutlu bizlere!
25. yıl anısına şöyle bir öneri sunuyorum; Saraçlar Caddesinde internet kullanımı bedava olsun. Belediye’nin ve diğer kamu, kurum ve kuruluşlarının oturma gruplarına kültür mirası değerlerimizin WEB adreslerini yazalım. Kentimize gelen yerli ve yabancı turistlerin bu siteleri kullanarak kentimizi sanal ortamdan gezmelerini sağlayalım. Öyle tahmin ediyorum ki, bu yolla kent insanımızda yaşadığı kent hakkında daha fazla bilgiye sahip olacaktır.
Ülkemizde internetin kuruluşu ve gelişmesinde emeği geçenlere teşekkür ve saygılarımızı sunarken, aramızdan ayrılan değerli büyüklerimizi başta Prof.Dr.Mustafa Akgül ve diğer emeği geçenleri minnet ve şükranla anıyoruz.