Herkesin günlük hayatında kaygı, huzursuzluk ve sıkıntıya sebebiyet verebilecek bazı konular vardır. Birçoğu bazı konular üzerinde yaşadığı olumsuz duyguların üstesinden gelebilmektedir. Birçoğunun yanı sıra bazı kişiler bu olumsuz duyguların üstesinden gelemeyebilir ve bazı konular üzerinde mantıksız olduğunu bildiği halde saplantılı (obsesif) düşüncelere sahip olabilir.
Obsesif- kompulsif bozukluğuna Türkçe olarak, saplantı- zorlantı bozukluğu diyoruz. Saplantı (obsesyon), bireyin iradesi, kontrolü dışında gelen, kendi çabasıyla kovamadığı, sürekli tekrarlayan düşüncelerdir. Bireyde yoğun kaygı, huzursuzluk ve sıkıntı yaratmaktadır.
Zorlantı (kompulsiyon), saplantıların yarattığı kaygı, huzursuzluk ve sıkıntıyı azaltmak adına yapılan yineleyici ve törensel davranışlardır. Bu davranışlar bireylere göre belirli kurallar doğrultusunda yapılmaktadır.
OKB Nedir?
Saplantı zorlantı bozukluğu, tereddüt, kararsızlık, erteleyicilik ve sabırsızlık bozukluğudur diyebiliriz.
Saplantı zorlantı bozukluğu, bireylerde yüksek düzeyse kaygıya, huzursuzluğa ve sıkıntıya neden olan, bireyin günlük etkinliklerine devam etmesini sekteye uğratan, zamanını boşa harcamasına yol açan bozukluktur.
Saplantılar kaygıyı artırırken, zorlantılar kaygıyı azaltmaktadır. Ancak zorlantılar bireyin günlük hayatına ciddi seviyede engel olmaktadır. Zorlantı davranışları yapılmadığı zaman bireyin kaygı seviyesi daha da artmaktadır. Bu durumda bir döngüye neden olur. Bazen birey bu durumdan kurtulmaya çalışsa da daha kötü sonuçlarla karşılaştıkları olmuştur.
Bireyler düşüncelerin saçma, mantık dışı olduğunun farkındadırlar ancak bu düşünceyi engelleyememektedirler. Sürekli tereddüt ve kararsızlık içerisindedirler.
Düşüncenin içeriği bozulmuştur. Sadece düşünmekle bile birçok şeyin gerçekleşeceğine inanırlar. Sorumluluklarıyla ilgili değerlendirme sürecide sorular vardır. Sadece yaptıklarından değil, yapmadıklarından ve yapamadıklarından da kendilerini sorumlu hissederler.
OKB Neden Olur?
Bozukluğa yatkın bireylerin günlük hayattaki stres yaratıcı faktörler kişiyi tetikleyebilmektedir. Taciz, hastalık, göç, kayıp, ilişkisel sorunlar, iş ve okul değişikliği, görerek öğrenme modeli tetikleyici faktörler arasındadır. Bunların yanı sıra biyolojik faktörlerde mevcuttur.
Gizem Ürek Psikolojik Danışmanlık
Psikolog Gizem Ürek